Anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi, One moment, please

Kapat Kardiovasküler Sistem Hastalıklarının Dişhekimi Açısından Önemi Kardiovasküler sistem hastalıkları kalp ve kan damarlarını etkileyen hastalıklardır. Kalp kasının beslenmesini sağlayan damarları tutan koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kalp kapaklarının, kalp kasının veya kalp yapısının bozulması ile ortaya çıkan kardiovasküler hastalıklar dünyada ve Türkiye’de ölüm sebeplerinin başında gelir. Toplumumuzda, ortalama yaşam süresinin uzaması ile yaşlı nüfus oranında ve buna bağlı olarak kardiovasküler sorunlu insan sayısında artış olmuştur.

Ayrıca, eski yıllar ile kıyaslandığında genç bireylerde görülen kardiak problemlerde ve ani ölümlerde artış olduğu görülmektedir. Bu durum sağlık sektöründe çalışanların kalp- damar hastalarını daha sık görmesi sebebi ile sorumluluklarını arttırmaktadır.

Koroner arter hastalığının en önemli sebebi aterosklerozdur. Ateroskleroz çok fazla miktarda lipidin arter duvarlarında toplanarak plak oluşturması durumudur. Ateroskleroz sadece kalp damarlarını değil, serebral ve periferik damarları da tutabilir. Bunun için hastanın koroner arter hastalığının stabil, stabil olmayan angina veya miyokard infarktüs ile ilişkisini, ayrıca iskemik olayların daha önceki tekrarlama sıklığını bilmek gerekir. Bu bilgiler ağızda yapılacak işlemler sırasında yeni bir tekrar olasılığı hakkında hekimi yönlendirir.

İskemik kalp hastalığı olan kişileri tedaviye alan tüm diş hekimlerinin temel yaşam desteği ek cihaz olmaksızın yapay solunum ve kalp masajı ve ileri kardiyak yaşam desteği temel yaşam desteğine ilave olarak hastayı geri döndürmek için aletlerin kullanımı, örneğin defibrilatör kullanımı konularında bilgi sahibi olması gerekir. Oksijen seviyesini saptamak için pulse oksimetre veotomatik eksternal defibrilatörün el altında bulunması ve kullanımının bilinmesi yerinde olur.

Diş hekimi çalışmaya başlamadan önce diğer pek çok hastada da olduğu gibi vital bulguları ateş, nabız, kan basıncı, solunum hızı kontrol etmeli ve gerekiyorsa önlem almalıdır. Koroner arter hastalığı olanlar nabız artışı, tansiyon artışı ve akut düzensiz koroner hastalık tablosuna adaydırlar.

Anksiyete nabız ve kan basıncını arttırarak iskemi ve anginaya sebep olabilir.

Belirtiler

Bunun için stresli hastalarda öncelikle bunun kontrol altına alınması gerekir. Anksiyeteyi ortadan kaldıran ilaçlar ile yapılan premedikasyon ve nitröz oksit sedasyonu stresli hastalarda daha rahat çalışma olanağı sağlar.

Akut koroner sorunlar genellikle sirkadyen ritim bozukluğu uyku uyanıklık düzeni bozukluğu etkisine bağlı olarak ortaya çıkar ve bu olaylar sabah saat 6 ile öğlen arasında olur. Sempatik sinir sistemi aktivasyonu ve koagulasyonun artması olayı tetikler. Bu sebeple hastanın beta bloker, aspirin ve antihipertansif gibi kullanmakta olduğu ilaçlara devam edilmesi ve ağız içinde yapılacak işlemler için randevunun sabahın geç saatlerine veya öğleden sonra erken saatlere verilmesi yerinde olur.

Anjina Pektoris

Akut miyokard infarktüs geçirmiş olan kişilerde, yeni bir atak riskini engellemek için, çok mecbur kalınmadıkça işlemler anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi az 4 hafta sonrasına bırakılmalıdır. Komplikasyonu olmayan akut miyokard infarktüsten üç hafta sonra lokal anestezik kullanılmasına dair kanıta dayalı bir kısıtlılık olmamakla birlikte hastanın kardiyologu ile konsültasyon yapmakta yarar vardır.

Koroner arter hastalığı olan kişiler aspirin kullanırlar. Stent uygulamasını takiben hastalara aspirine ilave olarak antikoagulan ajanlar olan clopidogrel veya ticlopidine verilir. Stent takıldıktan sonra subakut tromboz riskini engellemek için 4 hafta süre ile asetilsalisilik asid ve clopidogrel birleşimine devam edilir.

Daha sonra anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi aspirin kullanımına geçilir. İlaçların birleşik olarak kullanıldığı dönemde kanama riski olabilir. Yeni antikoagulan antiplatelet ilaçları kullanan kişilerde yapılan diş çekimlerinde kanama riski ile ilgili bilgiler sınırlıdır. Böyle hastalarda kanama zamanının tayini yol gösterici olmakla birlikte ağız içindeki hemostaz durumunu tam olarak anlayamayabiliriz. Kanama zamanı 15–20 dakika uygulanan yönteme bağlı olarak, normal değeri 2–6 dakika gibi oldukça uzun süreye çıkarsa bu ağız içinde de sorun olacaktır şeklinde yorumlanabilir.

Antikoagulan tedavi, atrial fibrilasyon, kalp kapağı hastalığı, kapak protezi, iskemik kalp hastalığı, serebrovasküler kazalar, pulmoner embolizm ve derin ven trombozunda profilaktik olarak uygulanır. Antikoagulan tedavi için 2 tip ilaç kullanılır. Bunlar; antiplatelet ve antitrombin aktivitesi olan ilaçlardır. En yaygın antiplatelet tedavi ilacı aspirindir. Kardiovasküler ve serebrovasküler kontrol için küçük dozlarda sürekli kullanılır.

Aspirin geri dönüşü olmayacak şekilde trombosit agregasyonunu düşürür ve kanama zamanını uzatır. Çoğu hasta günde 1 kez 40– mg aspirin alır ve bu doz ağızda uygulanan cerrahi işlemlerden sonra çok az kanama riski oluşturur.

Eğer hasta üremi, karaciğer hastalığı anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi sebepler ile ayrıca kanama riski taşıyorsa, başka antikoagulan veya nonsteroidal antienflamatuvar ilaç kullanıyorsa, alkol bağımlılığı varsa o zaman cerrahi işlemden 3–7 gün önce aspirin alımı durdurulmalıdır. Desmopressin vücut ağırlığının her kilogramı için 0,3 mikrogram olacak şekilde parenteral olarak anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi.

Bir saatlik cerrahi işlem süresince maksimum doz 20–24 mikrogramı geçmemelidir. Minör cerrahi işlemlerden önce diğer antiplatelet ilaçları kesmeye gerek yoktur. Antitrombin olarak sıklıkla dicumarol, örneğin warfarin kullanılır.

Warfarinin tedavi edici etkisi 48–72 saat sonra ortaya çıkar ve ilaç kesildikten sonra 36–72 saat devam eder. Warfarin tedavisinin etkinliği protrombin zamanı PT ve standart bir değer olan internasyonel normalizasyon oran-international normalized ratio INR ile saptanır. INR değerinin bilinmesi daha önemlidir ve doğru bilgi sahibi olmak için INR değerinin cerrahinin uygulanacağı 24 saat içindeki değerini bilmek gerekir.

Hastalığı olmayan kişilerde normal INR değeri 1 civarındadır. Antikoagulan tedavi görenlerde bu değer 2. Hastanın INR değeri 3. Bu durumda tromboemboli riski sıfırdır ancak cerrahi sonrası kontrolü zor kanamalar olur. Eğer lokal tedbirler ile kanama kontrol altına alınamaz ise o zaman K vitamini enjeksiyonu ve antifibrinolitik ağız gargaraları transamin traneksamik asid verilir. Etkinin kalkması için ilaç cerrahiden 2–3 gün önce kesilir.

Cerrahiden sonra ilaca başlansa bile etkinin ortaya çıkması için 2–3 günlük bir süreye gereksinim vardır ve hasta bu süre içinde tromboemboli riskindedir. Üçüncü protokolde warfarin tedavisi durdurulur ancak yerine başka antikoagulan tedaviye geçilir.

  1. Vejetatif distoni ve hipertansiyon
  2. Angina Pektoris Nedir? Angina Pektoris Tedavisi, Özellikleri Ve Nedenleri..
  3. Vaskülitlerdamar iltihapları Takayasu, poliarteritis nodosasistemik lupus eritamatozus ve kawasaki hastalığı Sigara, alkol ve madde kullanımı kokain ve esrar Duygusal veya fiziksel stresler sevinme, üzüntü, heyecan, korku, şaşkınlık İlaçlar örn: bazı kanser ilaçları Aşırı kilo Kalıtsal yatkınlık örn: genetik geçişli kan pıhtılaşma bozuklukları Kan bozuklukları Anjina Pectoris Teşhisi Hasta diyabet, yağ yüksekliği, tansiyon, sigara içimi, ileri yaş, erkek cinsiyet, menopoz sonrası durum ve diğer risk faktörlerinin açığa çıkarılması açısından sistematik sorgulanmalıdır.

Bu protokolün avantajları ve dezavantajları vardır. En büyük avantajı hastanın tromboemboli riskinin azalmasıdır. Hastaya alternatif olarak genellikle K vitamini ve parenteral olarak heparin verilir. Heparin cerrahi işlemden 6 saat önceye kadar devam eder ve cerrahiden sonra warfarin ile birlikte verilir.

İşleme INR istenilen düzeye anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi kadar devam edilir. Bu protokol zaman alıcı ve daha masraflı bir uygulamadır. Heparinin avantajı cerrahiden kısa süre öncesine kadar kullanılabilmesi ve çabuk etkili bir antidotunun protamin sülfat bulunması, dezavantajı ise trombositopeni oluşturma riskidir.

Standart heparin yerine alternatif olarak hastanın kendisinin subkütan olarak uygulayabileceği düşük molekül ağırlıklı heparin kullanılabilir. Stent takılan hastalarda endotelizasyonun gerçekleştiği 1 aylık süre beklenerek subakut tromboz riski kontrol altına alınmalı, antikoagulan tedaviye ara verilmemeli ve dental tedaviler daha sonra yapılmalıdır.

Yapılacak işlem acil ve 1 aylık sürenin beklenmesine olanak vermiyorsa o zaman subakut bakteriyel endokardit riskinden korunmak yüksek tansiyon ve kolesistit Amerikan Kalp Birliği protokolüne 8 uygun olarak antibiyotik verilerek işlem öyle gerçekleştirilmelidir. Koroner arter by-pass ameliyatı geçiren kişilerde dental işlemler benzer şekilde uygulanır. Bu hastalarda fotöye oturmak bile son derece ağrılı olduğu için dental işlemler mümkün olduğunca geciktirilmelidir.

Türkiye’de yetişkin her 3 kişiden biri yüksek tansiyon hastasıdır ve tansiyon hastası olan 3 kişiden 2 si hastalığını bilmemektedir. Her 3 hipertansif hastanın tekinde böbrek hasarı saptanmakta ve bunun sebebi genellikle geç fark edilen yüksek tansiyon olmaktadır. Hipertansiyonun değiştirilemeyen sebeplerinin yanında tuz, fazla alkol ve sigara kullanımı, stres, hareketsizlik ve şişmanlık gibi değiştirilebilir sebepleri vardır. Ağrı kesicilerin, soğuk algınlığı ve grip için kullanılan ilaçların kan basıncını yükseltici etkileri olduğundan doktor kontrolü ve tavsiyesi ile kullanılmaları gerekir.

Alfa blokerler, kalsiyum antagonistleri, anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi II reseptör blokerleri daha az oranda ilk basamak ilacı olarak kullanılırlar. Antihipertansif ilaçlar, ağız kuruluğu diüretikler, alfa, beta blokerlerdişeti büyümesi kalsiyum kanal anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisilikenoid reaksiyonlar ACEItat kaybı ACEImukoza ülserasyonları alfa, beta blokerler şeklinde ağız bulguları ortaya çıkartırlar.

Ağız mukozasını muayene eden hekim iyi bir anamnez ile kullanılan ilaçları öğrenmeli ve yan etkiler açısından değerlendirmesini yapmalıdır. İlaçların diş hekimi tarafından kullanım dışı bırakılması riskli olacağı için konsültasyon gerekir. Beyaz gömlek ve fotöy korkusu hipertansif kişilerde tansiyonu daha fazla yükseltebilir, bu nedenle tedavi öncesinde hastanın ilacını almış olmasına, üzerinden bir sürenin geçmesine dikkat edilerek randevular sabah saatlerine verilir ve hastanın stresini azaltıcı bir yaklaşımla tedavi mümkün olduğunca kısa sürede bitirilir.

Kardiovasküler Sistem Hastalıklarının Dişhekimi Açısından Önemi

Diş hekimi hipertansif olduğunu söyleyen hastanın tansiyonunu ağız içinde çalışmaya başlamadan önce ölçmelidir. Hipertansiyonu kontrol altında olmayan kişilerde stres kan basıncını yükselterek anjina, konjestif kalp hastalığı vaya kanama ve serebrovasküler sorunlara yol açabilir. Antihipertansif ilaç kulanımına bağlı olarak veya premedikasyon için barbituratların kullanılması halinde bazen tansiyon fazla düşebilir.

Bu konuda dikkatli davranmak gerekir. Tansiyonları kontrol altındaki kişilerde lokal anestezikler kullanılarak basit cerrahi işlemler ve diğer tedaviler rahatlıkla uygulanır. Komplike cerrahi işlemler için nitröz oksit inhalasyon anestezisi, diazepam veya oral sedatifler ile premedikasyon yapılarak işlem uygulanır.

Bu kişilerin refakatçi ile gönderilmeleri kalp sağlığı testi nzd olur. Bu hastalarda kullanılacak epinefrin içeren lokal anestezik solüsyonlar 2 karpül-ampül ile sınırlı olmalıdır. Alfa bloker kullanan hastalarda ilaç epinefrin ile ters etki yaratabilir.

Alfa blokerler vazokonstriktör etkiyi devre dışı bırakarak anestezik solüsyonun etki süresini kısaltırlar, ayrıca vazodilatasyon ve kanamaya sebep olurlar. Antihipertansif ilaçların dişeti büyümesi, ülserasyon ve likenoid reaksiyonar gibi ağız içinde görülen yan etkilerini kontrol altına almak anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi hastanın ağız hijyeni kontrol altında tutulmalı, hasta motive edilmeli, gerekirse tıp doktoru ile görüş alışverişi yapılarak ilaç değişikliğine gidilmelidir.

Ağız kuruluğu için yapay tükürük preparatları kullanılabilir. Bakteriyel endokardit kalp kapaklarının veya kalbin iç tabakası olan endokardiumun enfekte olmasıdır.

Kullanılacak kontrendikasyonlar Yüksek tansiyonu tedavi etmek için Amlur İlaç yardımcı olur Yüksek tansiyonu tedavi etmek için Amlur Kan basıncını düşürmede ve anjinaya karşı korunmada bu ilaç hakkında her şeyi öğrenebilirsiniz ve kullanmadan önce bir doktora danışmalısınız. Amur tıbbı Amlur veya sözde amlodipin, kan damarlarını genişletmeye yardımcı olan ve kalsiyum kanal blokerleri ailesine ait bir ilaçtır. Bu ilaç, aşırı tansiyon vakalarının tedavisinde kullanılır. Angina vakalarında da kullanılır.

Ağız florasında bulunan mikroorganizmaların bakteriyel endokardite sebep olması diş hekiminin bu konudaki sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Yapay kalp kapağı taşıyanlar, daha önce geçirilmiş endokardit tanısı olanlar, romatizmal ateş gibi sebepler ile kalp kapakları zarar görmüş anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi, doğuştan kalp ve kapak sorunu anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi ve hipertrofik kardiomiyopatisi ventrikül duvarlarındaki kaslarda kalınlaşma ve sertleşme sonucu kalbe kan gelmesi ve pompalanmasında bozulma olanlar bakteriyel endokardit açısından riskli kişilerdir.

İnvaziv diş temizliği, subgingival küretaj, implant yerleştirmek, her türlü diş çekimi komplikasyonsuz- komplikasyonlu- gömülüenfeksiyonların insizyon ve direnajı, reimplantasyon, ortodontik bantların ilk yerleştirilmesi braket değildişin apeksini geçecek endodontik tedavi ve endodontik cerrahi, intraligamenter enjeksiyonlar ve kanamanın beklendiği 90/60 kan basıncı işlemler profilaksi gerektirirler.

Çürük dişlerin temizlenip dolgularının yapılması, supragingival periodontal temizlik, interligamenter olmayan lokal anestezi uygulamaları, kanal içi endodontik uygulamalar, post yerleştirilmesi, hareketli protezlerin ve ortodontik braketlerin uygulanması, restoratif diş preperasyonları, ortodontik ve protetik düzeltmelerin yapılması, ölçü alınması, flor uygulamaları, dental radyografi, rubber dam yerleştirilmesi, kökleri rezorbe süt dişlerinin çekilmesi, postoperatif sutur alınması işlemleri ise profilaksi gerektirmez.

Bakteriyel endokardit sadece ağız içinde uygulanan işlemlere bağlı olarak gelişmez. Ağız hijyeni bozuk olan, periodontal veya periapikal enfeksiyonu olan kişilerde aynı şekilde risk altındadır. Bu sebeple diş hekimi saptadığı enfeksiyon odaklarının ortadan kaldırılmasından da sorumludur. Protez kullanan dişsiz hastalarda irritasyona bağlı olarak oluşan ülserasyonlar risk oluşturabilir. Bunun için protez kullanan hastaların belli aralıklarla kontrol edilerek gerekli düzeltmelerin yapılması gerekir.

Dental işlemlerden önce uygulanan antiseptik ağız gargaraları bakteriyemiyi kontrol altına almak için yardımcı olabilir. Penisiline immediat tip hipersensitivitesi ürtiker, anjiyoödem, anafilaksi olanlarda safalosporinlere karşı da benzer reaksiyonlar gelişebileceği hatırda tutulmalıdır.

Antibiyotiklerin oral kontraseptiflerin etkinliğini baskılayacağı hatırda tutulmalıdır. İlaçların total çocuk dozu erişkin dozunu geçmemelidir. Kalp yetmezliği bulunan hastalar özellikle aktivasyonlar sırasında nefes darlığı sorunu yaşarlar. Konjestif kalp yetmezliğinde tedavi için diüretikler, ACEI, anjiotensin II reseptör blokerleri ve vazodilatatörler verilir. Konjestif kalp yetmezliği olan hastalar fotöyde yatar duruma getirildikleri zaman solunum sıkıntısı çekebilirler.

Lokal anestezik ajan olarak kullanılan 1.

Hipertansiyon için jenerikler

Orta veya ileri derecede kalp sorunu olan ve belirtilerin göründüğü hastalar stresli durumlarda risk altındadırlar ve bu hastalarda çok zorunlu olan işlemler kısa süreli çalışmalar ile bitirilmelidir. Semptomları ileri düzeyde olan kişilerde monitorizasyon gerekir. Anjina pektoris ile yüksek tansiyon tedavisi kullanmakta olan hastalarda dehidratasyon ve hipotansiyon olabileceği unutulmamalıdır.

Aritmi doğuştan olabileceği gibi sonradan gelişen hastalıklar ile de ortaya çıkabilir. Hipertansiyon, koroner arter hastalığı ve yaşlanmaya bağlı olarak kalp ileti sistemindeki bozukluk aritmi sebebi olabilir. Aritmiler atriyal veya ventriküler olabilir.

Önemli bilgiler